Can Bonomo mu? O da kim?

Can BonomoKardeş ülkemiz Azerbaycan’ın Başkenti Bakü’de bu yıl 57’nci kez düzenlenecek olan ve 34’üncü kez katılacağımız Eurovision Şarkı Yarışmasında ülkemizi Can Bonomo temsil edecek.

Bu ismi ilk duyduğumda şaşkınlığımı gizleyemedim. Hemen haberi okuyup bir araştırma yapayım dedim. Öyle ya 1’inci olduğumuz 2003 yılından bu yana Gülseren’i saymazsak, popüler olmayan bir isimle katılmadık yarışmaya.

Can Bonomo’nun popülaritesi de aslında geçen yıl çıkardığı “Meczup” isimli albümüyle ve çektiği kliplerden geliyormuş.

Bu 1 yıllık süre içinde ne bir şarkısını duymuşluğum, ne bir klibini izlemişliğim var maalesef. Bir de müzik dünyasını takip ediyorum diye kendimi kandırıyorum.

2011 yılında düzenlenen 8’inci Radyo Boğaziçi Müzik Ödülleri’nde ‘En İyi Çıkış Yapan Sanatçı’ ve 38’inci Altın Kelebek Televizyon Ödülleri’nde ‘En İyi Çıkış Yapan Solist’ ödülleri de almış olan yeni Eurovision temsilcimiz İzmirli Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelmiş.


Radyoculuk ve televizyonculuk kariyerinin dışında reklamlarda da oynamış ve 2011 yılı Ocak ayı içinde ilk solo albümü Meczup’u piyasaya sunmuş.

İlginç şarkı sözleri ve ilginç bir müzik tarzı olan temsilcimizin sesini de gayet farklı kullandığını söyleyebiliriz. Ama Eurovision’da iyi bir sonuç alır mı, almaz mı elbette bilemeyiz.

Zaten artık iyi bir sonuç almak için illa popüler bir isim olmak gerekmiyor. Dünyanın her ülkesinde dönen oyunlar gibi Eurovision’da da bir takım oyunların döndüğünü artık dünya biliyor.

Can Bonomo’nun temsilcimiz seçilmesinin ardından da bir takım iddialar ortaya atıldı.

Öncelikle TRT’nin Illuminati’ciler tarafından yönetildiğini ve seçimin de onlar tarafından yapıldığını iddia eden Siyonizm ve Illuminati karşıtları, Can Bonomo’nun rastgele seçilmiş bir isim olmadığını iddia ediyorlar.

2003 yılında Sertab Erener ile Eurovision’da 1’inci oluşumumuzun altında da Illuminaticilerin parmağının olduğunu iddia edenler çoğunlukta. Hatta o gece şarkının sonunda Erener ve dansçıların finalde yaptığı piramit içindeki göz figürü, siyonizme hizmet edilişinin ispatı ve karşılığında gelecek olan ödülün teşekkürü olarak değerlendiriliyor.

Illuminati, derin bir kavram ve siyonizmin temel taşlarından birisi. Tek Dünya Düzeni’ni hedefleyen ve içinde Dünya’nın önemli zenginlerinin yer aldığı bir sistem. Ortadoğu’da yaşanan karışıklıkların da başlıca mimarları olarak görülüyor bu sistemdekiler.

Dünyanın hemen hemen her yerini ellerine geçirdikleri, siyaseti, parayı, sinemayı, medyayı yönlendirdikleri artık biliniyor. Ve kendilerini bir takım simgelerle belli ediyorlar. Örneğin filmlerdeki, kliplerdeki bir takım simgelerle, şarkılardaki cümlelerle vs…

Anlatması uzun bir şey ve Eurovision ile ne alakası var diye sorabilirsiniz.

İşte Can Bonomo’nun da bu sisteme hizmet eden birileri tarafından seçildiği ve Türkiye’de bu ismin bir yerlere gelmesinin hedeflendiğinden dolayı temsilciliğimizin ona verildiği iddia ediliyor şu anda sanal alemde.

Sertab Erener’in Yahudilerin bir kolu olan sabetayist bir aileden geldiği için ve bu sisteme hizmet ettiği için birincilik aldığını iddia edenler, kliplerinde masonluk figürlerini kullanan ve göğsünde yine bu simgelerden Güneş Tanrısı ‘Ra’nın dövmesini bulunduran Can Bonomo’nun da farklı olmadığı görüşündeler.

Her yıl Hande Yener, Murat Boz, Atiye gibi isimlerin Eurovision’a katılmasını canı gönülden isteyen hayranlarına kulak asmayan TRT, 9 yıl aradan sonra (yine Gülseren’i saymıyorum) yeniden çok bilinmedik bir ismi seçmiş bulunuyor.

Son 20 yılda bilinmedik isimlerle aldığımız en iyi derece 1997 yılında “Dinle” isimli şarkıyla ülkemizi temsil eden Şebnem Paker’in elde ettiği 3’üncülük derecesi. Onun dışındaki bilinmeyen isimlerin ilk 10 içinde yer almadıklarını görüyoruz. (2000 yılında 10’uncu olduk Pınar Ayhan ile ancak televoting sisteminin katkısı yadsınamaz)

2003 yılından sonra Athena ile 4’üncü, Gülseren ile 13’üncü, Sibel Tüzün ile 11’inci, Kenan Doğulu ile 4, Mor ve Ötesi ile 7, Hadise ile 4 ve Manga ile 2’nci olduk. Geçen yıl Yüksek Sadakat ile yarı finali bile geçemedik.

Popüler isimlerin elde ettiği başarılar bu şekilde sıralandı son 9 yılda. Geçen yıl Yüksek Sadakat seçiminin yanlış olduğunu dile getirenler çoğunluktaydı.

Böyle bir sonuca rağmen Eurovision’u önemseyen Türk halkına “İşte size Can Bonomo, ülkemizi bu sene temsil edecek isim” diyebilmenin altında yatan nedenleri elbette bilemiyoruz.

Seyyal Taner’in Şarkım Sevgi Üstüne isimli şarkısıyla katılıp sonuncu olduğu 1987 yılından bu yana Eurovision’u takip eden biri olarak, televizyon başında yaşanan heyecanı tarif etmek mümkün olmaz.

Artık eskisi gibi kazanıp kazanmamayı önemsemesem de, ülkemizin orada gerçekten kendi enstrümanları ile, kendi yöresel çalgıları ile temsil edilmesinden yana olan biriyim.

Popüler bir ismin olması ya da olmaması da önemli değil elbette Türkiye’nin temsil edilmesi anlamında. Çünkü ne tür oyunların dönüp kimlerin kazanması gerektiğine halkın oylarının karar verdiğini sanmıyorum.

Ancak Türk halkı yıllardır Eurovison’u önemsemiştir. Milli mesele haline getirmiştir. 1997-2003 yılları arası Türk halkının Eurovision’dan uzaklaştığı, artık çok önemsemediği bir dönemdir bana göre.

Ve Sertab Erener ile gelen 1’inciliğin ardından Eurovision yeniden popülaritesini kazandı ülkemizde ve popüler isimlerle de trendini yeniden arttırdı, gençleri de içine aldı.

Şimdi Can Bonomo ile elbette onu tanıyan ve seven gençlerin de bu trende katılacağına eminim. Ama “Bu da kim” deyip burun kıvıracak olanlar da çok.

Bundan sonraki süreç, temsil edileceğimiz şarkının ortaya çıkması ve toplumun o şarkıyı ne şekilde sevip kabullenebileceği süreci…

Beni de açıkçası en fazla ilgilendiren kısım bu.

Bakalım sanal alemde ortaya konulan iddialar ne derece doğru çıkacak, ya da bu iddialara ne derece ehemniyet verilecek.

Eurovision temsilcimiz olarak bir anda popülaritesini arttıran Can Bonomo, ülkemize ne şekilde bir başarı kazandıracak ve elde edeceği sonuç bakalım kendini alıp nerelere götürecek…

Bunların cevabını öncelikle 22 ve 24 Mayıs akşamları yapılacak olan yarı finallerde, yarı finali geçersek de 26 Mayısta yapılacak olan final gecesinde göreceğiz.

Not: Şarkımızın belli olmasının ardından 33 yıllık Eurovision tarihimizle ilgili detaylı bir araştırma yazısıyla karşınızda olacağım.

13 Ocak Cuma (Nabız Gazetesi 204. Sayı)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir