Çaykur Rizespor’un Neye İhtiyacı Var?

Lider koltuğundan üst üste aldığı mağlubiyetler sonucunda ligin 6. sırasına gerileyen Çaykur Rizespor da, özellikle sahasında karşılaştığı Denizlispor maçı yenilgisi sonrası taraftardan yönetime ve teknik direktör Kayıhan’a yönelik “İstifa” sesleri yükseldi.

Ligin ilk yarısını 2. sırada tamamlayan, 2. yarının ilk haftasında ise kazandığı penaltı sayesinde A2 takımıyla sahaya çıkan Diyarbakırspor karşısında elde ettiği galibiyetle lige lider olarak devam eden, ancak Kayıhan’a göre tabela liderliği elde eden Yeşil-Mavili ekibimiz, sonrasında deplasmanda Karşıyaka karşısında ve son olarak kendi sahasında Denizlispor karşısında aldığı mağlubiyetlerle bir anda 6. sıraya kadar geriledi.

Şu anda liderle aramızda 3 puan var ancak ilk altıyı paylaştığımız takımlarla da ya aynı puandayız, ya da 1-2 puan geride…

Bugüne kadar teknik direktör, yönetim ve futbolcuların ağızından “taraftara ihtiyacımız var, taraftar bize destek olsun, taraftar maçlara gelsin” türünde cümleleri karaladık. Taraftarın yeterince Rizespor’a sahip çıkmadığı serzenişlerini duyduk. Açıkçası yerel basın da, taraftar da Rizespor için elinden geleni yaptı.

Peki Rizespor taraftar için ne yaptı?

Taraftarın bu takımı Süper Lig’de görmek istediği aşikar. Takımda bir istikrar görmek istiyorlar. Ama maalesef bu istikrar söz konusu değil. Bir çok maçımızı son anda aldık, bazı maçlarımızı da hatalarımızdan ziyade şanssızlıklardan dolayı kaybettik. Sahada canla başla yüreğini ortaya koyarak top koşturan futbolcu sayısı çok az. Hele Clement’in hala ilk 11’de yer almasına, ya da devre arasında gönderilmemesine anlam veremiyorum. Bugüne kadar takıma bir faydası olduğuna inanmıyorum. Kaldı ki benimle aynı fikirde olan, konuştuğum çok fazla insan da var. Hani cüssesiyle rakibi yoran, topu ayağından zor kaptıran bir yapısı olduğunu düşünürsünüz ama nerde… Hava toplarında isabetli çıkışlar yapamayan, top sürmekten çekinen, “aman bende kalmasın da kimde kalırsa kalsın” mantığıyla hareket eden, top uzaklaştığında peşinden 1-2 adım dahi atmaya üşenen bir yapısı var bana göre Clement’in. Bu yüzden takıma katkısı olmadığını düşünüyorum, ancak teknik direktörümüz, ben ve benim gibi düşünenlerin görmediği farklı şeyler görüyorsa Clement de orasını bilemem.

Yeni transferler yapıldı, henüz bazılarını sahada görme şansımız olmadı. Ancak son maçta sahada olması gereken, yüreklerini ortaya koyan oyuncuların, ilk 11’de yer almadığı gibi yedeklerden de sahaya sürülmemesi bana göre kendi evimizde bir mağlubiyet almamıza sebep oldu. Oyunun geneline bakıldığında aslında iyi oynayan bir taraf yoktu. Şimdi hocamız Adu ve Theo’yu ve diğer yeni transferleri de deneyebilmek için değişik kadrolar sahaya sürerek “bakalım, görelim” demeye kalkarsa, puan hedeflerimizi tutturamama ihtimalimizi yüksek görüyorum. Ve hatta bana kalırsa eğer Rizespor ilk 2 ile direk Süper Lig’e çıkamazsa, Play Off sonucu çıkma ihtimali çok düşük. Yani Süper Lig hayallerini seneye taşıyabiliriz öyle bir durumda.

Yönetime gelince, takımın Süper Lig’e çıkacağı temennilerini çok samimi bulamıyorum bir türlü. Rizespor’un Süper Lig’e çıkmasından çok, takımın ticaret mantığı ile nasıl ayakta kalabileceğinin hesapları öncelikle yapılıyor gibi geliyor bana. Hani “o ayak sağlamlaştırılırsa nasıl olsa bir gün Süper Lig’e de çıkarız” düşüncesi var sanki… Hal böyle ise, taraftarı sürekli stada davet etmek, “taraftarımız varsa, biz varız” demek samimi olmuyor. Rizesporlu taraftar takımına sahip çıkmasını elbette bilir. O zaman geldiğinde bunu yapacaktır mutlaka. Ama sanırım taraftara göre henüz o zaman gelmedi. Tam herşey iyi gidiyor derken, yine tepe taklak oluyor. Taraftarda yeterli derecede güven duyguları oluşturulamıyor. Bu yüzden de stad istenildiği gibi bir türlü olamıyor. Güçsüz bir şekilde Süper Lig’e çıkmak elbette mantıklı değil, bir daha inmemek üzere o ligde bulunmak gerekiyor. Ama şuan da bu takım o intibayı da yaratamıyor.

Son maçta yönetim ve teknik direktör Kayıhan’a yapılan istifa çağrıları beni de düşündürmeye başladı. Tamam liderle arada 3 puan var, 6. sıraya düşsek de kötü bir durumda değiliz. Ama ya bu düşüş devam ederse, o zaman ne olacak? Kayıhan’ın istifa etmesi çözüm mü?

Takım kadrosunu kuran Kayıhan, bu zamana kadar futbolcuları gözlemleyen Kayıhan… İstifa edip gittiğinde yerine getirilecek hoca arayışları ile geçirilecek süre takıma olumlu yansımayacaktır. Yerine bulunacak hocanın takımla uyum süreci devreye girecek, ordan da 1-2 hafta geçecek. Mağlubiyetler devam ettiğinde yeni hocanın bahanesi “takımı ben kurmadım ki, eldeki malzeme ile bu kadar oluyor” olursa ne yapılacak? İşte Rizespor, bu saatten sonra böyle bir sürece girerse daha fazla kaybedecek, Süper Lig hedefinden daha fazla uzaklaşacaktır. O yüzden ne yönetimin, ne de Kayıhan’ın istifa etmeye kalkması bana göre doğru değil. Hatta bu yıl çıkamayacaksa da yine takımın başında kalmalı… Rizespor bu günlere istikrarsız yapısı ile, sürekli hoca değiştirmesiyle geldi. Aynı hataları yeniden tekrarlamamak gerekiyor.

Yerel medya ayağına geldiğimizde, kulüp bu anlamda da bazı şeyleri ihmal etmeye başladı. Geçen yıl sezon öncesi transferler, anında basın bültenleri ve kısa mesajlarla bildirilip imza töreni tesislerde yapılıyordu. Bu yıl ise tüm imzalar İstanbul’da atıldı, yerel basına pek fazla malzeme verilmedi. Hatta basın bültenleri bazı siteler haberi girdikten sonra kulüp tarafından atıldı. İdman programı sürekli gönderilirken bu sezon program da gönderilmemeye başladı. Bu bile bana göre yönetimin Süper Lig’i düşlemediğini gösteriyor. Ve bana göre taraftar da, yerel medya da elinden geleni yaptı.

Evet yönetim ve Kayıhan bana göre istifa etmesin ama artık onlar da ellerinden gelenin fazlasını yapsınlar. En azından samimi olduklarına hem bizleri, hem de taraftarları inandırsınlar. Takımın taraftar desteğine ihtiyacı var ise, taraftarın da samimi ve istikrarlı bir Rizespor’a ihtiyacı var. Bu ihtiyaçlar karşılıklı bir şekilde giderildiğinde, ortada sorun da kalacağını sanmıyorum.

9 Şubat 2011

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir