Hamur tamam !

Ligin 5. Haftasında evinde oynadığı üçüncü maçta nihayet galibiyetle tanışarak taraftarına 3 puan hediye eden Yeşil-Mavili ekibimiz, şeytanın bacağını da kırmış oldu.

Deplasmandaki 2 maçından da galibiyetle dönen ancak evindeki 2 maçta ise sadece 1 puan toplayabilen takımımız, Kasımpaşa’yı konuk ettiği son maçında hem ilk iç saha galibiyetini elde etti, hem de sezonun en gollü maçına imza attı.

Ligin 5. Haftasında birkaç ilki ilk kez yaşayan Çaykur Rizespor, taraftarı önünde ortaya koyduğu futbolla bir kez daha göz doldurmaya devam etti. Birkaç hata yüzünden yenilen 2 gol –ki birisini zaten Mesut Yılmaz kendi kalesine atarak rakibin hanesine yazdırdı. İkinci yarının sonlarında yediğimiz gol ise 4-1’in getirdiği rehavetin eseri de sayılabilir.

Her maçında oyun kalitesini ve takım uyumunu sahaya daha iyi yansıtan bir Rizespor görmek memnun edici. Ve lig sonuna kadar bu şekilde gidildiği takdirde elbette belirlenen hedefe de ulaşılacağı aşikar.

Eskilerden Yunus Murat, Erkan Kaş, Mehmet Al, Şahinali… Yenilerden ise Jallow, Bikoko, Aytek, Engin ve Gökhan takımın kilometre taşları olacaklarını bu ilk 5 maçta göstermiş durumdalar.

Jallow ve Bikoko şuana kadarki görüntüleriyle takımın gol yükünü taşıyacaklar gibi görünüyor. Aytek de özellikle kafa çıkışlarıyla yararlı olabildiğini gösteriyor.

Un tamam, şeker tamam, yağ tamam. Kalpar Hoca elindeki malzeme ile hamuru oluşturmuş durumda. Lezzetini ise lig sonunda tadacağız inşallah.

Taraftar neden az?

2 deplasmanda da aldığı galibiyetler ve evindeki 1 puanla kötü sayılmayacak bir grafikle yoluna devam eden takımımızın evindeki ilk 3 puan alabilme hedefine taraftarımızın katkısı maalesef yeterli olmadı.

Kasımpaşa maçında tribünlerin adeta bom boş görüntüsü ve tezahüratların eski soluğuna yaklaşamaması, “Rizeli neden maça gitmiyor?” sorusuna birçok cevap doğuruyor.

Son maçta taraftar gruplarının da azlığı dikkat çekiciydi. Havaların soğuması, maçın televizyondan canlı yayınlanması ve stadın merkez dışında kalması, bir kısım futbolseveri stada gitmemeye itmiş olabilir.

Ama sadece bu kadar mı?

Yaptığımız sohbetlerde vardığımız ortak nokta, artık taraftarın takıma güvenemediği şeklinde. Bu güvensizliğin içinde de, 2 yıl önce Şadan Kalkavan’ın sarf ettiği, “Kimse bu takımdan 5 yıl daha Süper Lig beklemesin” cümlesini örnek verenler çoğunlukta.

Ve mevcut yönetimin takımı ve şehri sahiplenmediği, samimi görüntü sergilemedikleri, bu yüzden de taraftarın gittikçe stattan uzaklaştığı yorumlarını dillendirenler çoğunlukta.

Açıkçası ben de bu yorumlara katılıyorum.

Evimizde oynadığımız her maç öncesi yönetici ve futbolcuların açıklamalarında “Taraftarımızı yanımızda görmek istiyoruz” cümlelerini duymak, okumak mümkün.

Demek ki bu açıklamalar yeterince samimi gelmiyor taraftara. Bu samimiyet de bana göre ancak o Rizespor’un yöneticisinden futbolcusuna kadar şehirle daha fazla bütünleşmesiyle, şehri kucaklamasıyla olabilir.

Sadece basına görünmek amacıyla yapılan göstermelik ziyaretlerle şehirle bütünleşme sağlanmaz. Geçen sezon Kayıhan’ın da bu yönde attığı adımlar yeterli gelmedi ve birkaç etkinlikten sonra devam ettirilmedi.

Takımın ve yönetimin nasıl şehirle bütünleşebileceğine örnek çok verebiliriz ancak yazı uzar gider. Taraftar stada gelmese de nasıl olsa canlı yayınlarla elde edilen gelir belki kulübe yetiyordur ama bu takımın para kazanmaktan önce şehri kazanmalı, taraftarını kazanmalı.

Taraftarı da kazanmak için yapılması gerekenler ortada.

Dediğim gibi şu an Rizespor’un ortaya koyduğu görüntü memnun edici ve ümit verici. Devamlılığı halinde hedefin tutturulup tutturulmayacağını zaman gösterecek.

Bu şehri ve Yeşil-Mavili renkleri severleri inandırmanın yolu da “Kimse bu takımdan 5 yıl daha Süper Lig beklemesin” cümlesinin izlerini silmekten geçiyor…

3 Ekim Pazartesi (Nabız Gazetesi 120. Sayı)

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir