Nedir Bu Üst Geçitin Çektiği?

Herşey 22 Mayıs 2009 tarihinde İsmail Güngör isimli vatandaşın Rize Belediyesi tarafından vatandaşların sahil yoluna kolaylıkla ulaşımını sağlamak amacıyla yaptırdığı üst geçitten minibüsü ile geçmesiyle başladı…

Her ne kadar İsmail Güngör bu ilginç hareketi ile ceza alsa da, ulusal basında geniş yer bulan olay ile birlikte Rize’deki üstgeçit ‘Meşhur’ deyimini kazanmış oldu.

Çok geçmeden 28 Mayıs 2009 tarihinde belediye tarafından, olası bir araç geçişi denemesine mahal vermemek için köprünün her iki girişine de demir babalar yerleştirilerek ilk önlem alınmış oldu. Ancak bu önlemde motorsiklet geçişlerine mani olamadı ve 16 Haziran ile 16 Temmuz 2009 tarihlerinde 2 kez üst geçit bu kez motorsiklet geçişiyle gündeme geldi.

30 Kasım 2009 tarihinde bu kez meşhur üst geçitimiz, ‘labirent gibi’ deyimini andıran projesi ile yine ulusal basında geniş yer buldu. Atatürk Caddesi’ni, Ticaret Odası binasının yanından direk sahile bağlayan bağlantısı ile “Türkiye’nin en uzun üst geçiti” ünvanını da alan meşhur üst geçitimizin gündem macerası bununla da sınırlı kalmadı.

2 Şubat 2010 tarihinde yeni şekliyle hizmete açılan üst geçitimiz ilk kez 27 Şubat tarihinde, bu kez bir intihar girişimi ile gündeme geldi. Ramazan (18) ve Hakkı (22) isimli iki kafadar gencin kollarını da keserek yaptıkları intihar şov, üst geçitimizi bir kez daha gündeme taşıdı.

Takvimler 24 Mayıs 2010 tarihini gösterdiğinde ise Annesi Türk, babası Mısırlı  olan Ali isimli gencin Türk vatandaşlığına alınmak için sesini duyurmaya çalışmasıyla üst geçitimiz bir hareketlilik daha yaşadı. Ve intihar girişimlerine karşı önlem almak isteyen Rize Belediyesi, 28 Haziran 2010 tarihinde çivili önlemi geliştirdi.

Rize Belediye Başkanı Halil Bakırcı tarafından, “Heyecan arayan kişilerin kamu görevlilerini saatlerce oyalamasını bu çivilerle engellemeyi hedefliyoruz” şeklinde konuşarak basına tanıttığı yeni önlemler maalesef işe yaramadı ve 21 Eylül 2010 tarihinde ‘çivili önlem’e rağmen yeni bir intihar girişimi daha geldi 16 yaşındaki Erdinç Şan tarafından.

“Nedir bu üst geçitimizin çektiği?” diye düşünmeye başlamıştık ki, aradan 1 gün sonra, üst geçit üstünde güçlendirme tadilatı yapıldığı esnada, hemen alt kısımda bulunan çöplerin tutuşmasıyla, köprü üstündeki kerestelerin yandığı haberini aldık.

Son bomba ise 24 Eylül tarihinde patladı… Daha 3 gün önce aynı üst geçit üzerinde intihara kalkışan genç, “Çivili önlemleriniz işe yaramıyor” dercesine bir kez daha üst geçitin üzerine çıkarak intihara kalkıştı.

“Çivili önlemin de çivisi çıktı” dedirten ve bu gidişle daha ne tür konulara malzeme olacağını kestiremediğimiz meşhur üst geçitimiz için Rize Belediyesinin ne gibi yeni önlemler alacağını ise merakla bekliyoruz… Yakında kavuşturulacak yeni görüntüsüyle, Bakırcı’nın deyimiyle, heyecan arayan vatandaşları daha da cezbedeceğe benzeyecek olan meşhur üst geçitimiz, kimbilir daha nelerle karşı karşıya kalacak….

Şimdi biraz uzun bir giriş oldu ancak, özellikle intihar girişimleri üzerinde durmak gerekiyor. Şimdiye kadar Allah’a şükür ölümlü bir intihar girişimi gerçekleşmedi. Zaten gerçekten öyle bir niyeti olan, oraya çıktıktan sonra etrafına insanların, ekiplerin toplanmasını beklemez, amacını gerçekleştirir.

Son intihar girişiminin bizzat şahidiyim. Meraklı izleyen vatandaşlar arasında, “Ula atun oni aşağiya” diyenler bile vardı. Bazılarımızın bu şov hareketi, kimimizi sıkıyor, en çok da polisinden, itfaiyesine, ambulansından, trafikte bekleyen vatandaşımızı sıkıyordur. Elbette oraya çıktığında kimse intihar etsin istenmez ancak, boş yere zamanı çalınan görevlilerin hakkını almamak lazım.

Hele Allah korusun, intihar niyeti olmadığı halde sırf şov yapmak amacıyla üst geçitin üstüne çıkıp, yanlışlıkla aşağıya düşen vatandaşımızın pişmanlık duyma ihtimali olmayacak, yakınlarına acı yaşatmış olacak.

Üst geçit, bu şekilde popüler hale geldikçe, bu tarz olaylarının ardının kesilmeyeceği aşikar. Kafasına koyan kişiye, alınacak her türlü önlemin de engel olmayacağını tahmin edebiliriz. Bir olay olup da, hiçbir görevli ilgilenmese, bu kez görevliler suçlanarak haber yapılır. Mutlaka üst geçiti bir şekilde gündeme taşırız herhalde.

Artık intiharın yanlış ve dinimizce yasaklandığı birşey olduğunu insanlara anlatmak da zor, zaten bilmeyen de yoktur herhalde. Sanırım şu anda Rize Belediyesi’ni en çok düşündüren konu da, “Ne yaparız da bu konuya bir çözüm buluruz”dur herhalde.

Önlemler bir tarafa dursun, bari belediye, özellikle Ticaret Odası yanından başlayıp, otoyol üzerindeki geçite bağlanan bölümle ilgili bir çalışma yapsa da, vatandaş yürürken “Köprü mü yıkılıyor?” korkusundan kurtulsa… Zira, demir plakalardan oluşan zeminin kaynakla ilgili bir sorunu var ki, geçiti kullanmak isteyen vatandaş emme basma tulumba gibi yürümek zorunda kalıyor… çıkan gürültü de cabası…

26 Eylül 2010

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir